21 Nisan 2013 Pazar

Girdap

köşe kapmaca oynamıyor değil mi kelebekler göğüs kafesinde?
feniletilamin değil, 
değil mi adrenalin sandığın?
içini titreten o çekingenlik değil mi iliklerine işleyen; 
korkutan seni?
hazırım derken günler önce kendine, 

o gün geldiğinde susmaların değil mi; 
adımları geri atmaların?..

o acılar var ya yüreğinin temeline çökmüş, 

çürütmüş..
ben miyim suçlusu?
"sen misin" diye sorsam "evet" dersin, "ben istedim"..
acı sonuçları değildi istediğin, yaşamaktı..
değil mi ?
 

şerefiyle yaşlanmış bir gencin sözleri ne kadar kirli olabilir ki?
ki sen tohumu olmuş meleklerin....
söyle bana,
söyle hissettiklerini..
söylesen bir..
bir söylesen..
bir haykırsan unutmaya yas tuttuğun o nidaları..
 

ama ben kimim ki..
kimin nesiyim!


bilmek isteyen çakraların ışıldamıyor mu seni?
cevap evet iken niçin hayır demelerin?

neden!?
 

bir ile başlayıp sonu gelmeyen onlarca fincanların tadında,
ders çalışmaların verdiği hazla; 

sandığın sıkıntı verme durumlarına binayen...
 

aslında..
desem ki, ki diyorum:
-yasemen kokardı tenin..
"bu ne cürret!!!" olurdu bilinçaltının dudaklarına buyruğu..


koklasana kendini..
sadece tenini değil..
anahtarı heybende çakılmış o yüreğin kokusunu alamaz mı oldun sen?
sen!?
o koku için ölen; 

koku körlüğüne kurban düşecek mi bu sen!?

yapma..
YAPMA…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder